1979 Enerji Krizi: Tanımı, Tarihçesi, Nedenleri ve Etkisi
1979 Enerji Krizi Neydi?
1970’lerdeki iki petrol fiyatı şokundan ikincisi olan 1979 enerji krizi, potansiyel benzin kıtlığı konusunda yaygın bir paniğe ve hem ham petrol hem de rafine ürünler için çok daha yüksek fiyatlara yol açtı. Petrol üretimi yalnızca %7 veya daha az azaldı, ancak kısa vadeli arz kesintisi fiyatlarda ani artışa, panik alımlarına ve benzin istasyonlarında uzun kuyruklara yol açtı.
Temel Çıkarımlar
- 1979’daki enerji krizi, 1970’lerdeki iki petrol fiyatı şokundan biriydi – diğeri 1973’teydi.
- Artan fiyatlar ve arz endişeleri, benzin piyasasında panik alımlarına yol açtı.
- Ham petrol fiyatları on iki ayda neredeyse ikiye katlanarak varil başına neredeyse 40 dolara ulaştı.
- 1979’daki enerji krizi, daha küçük, yakıt açısından daha verimli araçların geliştirilmesine yol açtı.
- OPEC’in pazar payı keskin bir şekilde düştü ve kamu hizmeti şirketleri alternatif enerji kaynaklarına yöneldi.
1979 Enerji Krizini Anlamak
1979 enerji krizi, 1978’in başlarında başlayan ve 1979’un başlarında devletin hükümdarı Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin devrilmesiyle sona eren İran Devrimi’nin ardından meydana geldi. Önemli bir petrol ihracatçısı ülke olan İran’daki kargaşa, küresel ham petrol arzının önemli ölçüde düşmesine, kayda değer kıtlıklara ve panik alımlarında artışa neden oldu – 12 ay içinde, bu yaygın olarak kullanılan kaynağın varil fiyatı neredeyse iki katına çıkarak 39,50 dolara ulaştı.
Küresel benzin ve dizel yakıt arzındaki kısa vadeli kesintiler, özellikle 1979 ilkbaharında ve yazının başlarında şiddetliydi. Kaliforniya, New York, Pensilvanya, Teksas ve New Jersey de dahil olmak üzere birçok eyalet benzini karneye bağlayarak yanıt verdi. Bu kalabalık eyaletlerde tüketiciler, plaka numaralarının son hanesinin çift veya tek olmasına bağlı olarak yalnızca iki günde bir benzin alabiliyordu.
Benzin kıtlığı aynı zamanda 1979-1980 kışında kalorifer yakıtının yetersiz kalabileceğine dair korkulara yol açtı. Bu beklenti, özellikle ev ısıtma yağı talebinin en yüksek olduğu New England eyaletleri için endişe vericiydi.
Özel Hususlar
Krizi sadece Şah’ın düşüşüne bağlamak yanlış olur. Özellikle ABD, krizden, İran ve diğer Orta Doğu ülkelerinden gelen petrole de bağımlı olan Avrupa’daki diğer gelişmiş ülkelerden daha şiddetli ağrılarla karşı karşıya kaldı. Krizin arkasındaki nedenlerin bir kısmı, ABD’deki maliye politikası kararlarıyla ilgiliydi.
ABD Mali Politikası da Suçlu
1979’un başlarında, ABD hükümeti petrol fiyatlarını düzenledi. Düzenleyiciler, rafinerilere krizin ilk günlerinde stok oluşturmak için benzin arzını kısıtlama talimatı verdi ve bu da pompa fiyatlarının yükselmesine doğrudan katkıda bulundu.
Diğer bir faktör de, Enerji Bakanlığı’nın (DOE) bir avuç büyük ABD rafinerisini hazır bir petrol arzı bulamayan daha küçük rafinerilere ham petrol satmaya karar vermesinden sonra kasıtsız arz kısıtlamasıydı. Daha küçük rafinerilerin üretim kapasiteleri sınırlı olduğundan, karar benzin tedarikini daha da geciktirdi.
Krize yol açan para politikası da görünüşe göre bir dereceye kadar rol oynadı. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), hedef faiz oranlarını çok hızlı yükseltme konusunda isteksizdi ve bu tereddüt, on yılın sonlarında artan enflasyona katkıda bulundu. Enflasyondaki sıçramaya, enerji ve bir dizi diğer tüketici ürün ve hizmetleri için yüksek fiyatlar eşlik etti.
1979 Enerji Krizinin Yararları
Krizin ortasında politikacılar, tüketicileri aktif olarak enerji tasarrufu yapmaya ve gereksiz seyahatleri sınırlamaya teşvik etti. Sonraki yıllarda, 1979 krizi, ABD’de daha kompakt ve yarı kompakt araçların satışına yol açtı. Bu daha küçük araçlar, daha küçük motorlara sahipti ve daha iyi yakıt ekonomisi sağlıyordu.
Buna ek olarak, kriz, dünya çapında kamu hizmeti şirketlerini nükleer santraller dahil olmak üzere ham petrol üreticilerine alternatifler aramaya ve hükümetleri diğer yakıt kaynaklarının araştırma ve geliştirmesine (Ar-Ge) milyarlarca dolar harcamaya yöneltti.
Bu çabalar birleştiğinde, krizi takip eden altı yıl içinde dünya çapında günlük petrol tüketiminin düşmesine neden oldu. Bu arada, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) küresel pazar payı 1979’daki %50’den 1985’te %29’a düştü.